16 Ekim 2017 Pazartesi

Öğrenmek İçin Her Yaş Güzeldir

.
 
 
 
 
 
Sadece kendimden sorumlu ve zorunlu olduğum “okul yıllarının” ardından bolca sorumluluk içeren “çocuk da yaparım kariyer de” süreci, gençliğin enerjisi, coşkusu ve hırsıyla adeta gözü kapalı bir şekilde dört nala hızla geçtikten sonra şöyle ağız tadıyla, seve isteye bir şeyler öğrenme yaşındayım artık…..

Mesleki kariyerime bir katkısı olacağı hesabı yapmadan ALES, YDS, Yökdil gibi bilumum sınavlara giriyorum ve bu yıl ikinci doktora programına başladım, bitirince kaç yaşımda olacağımı hiiiiiç düşünmeden….

Ayrıca bitirmem de gerekmiyor ki zaten…..

Benim için önemli olan, heyecanlandıran ve keyif verenin “öğrenci olabilmek, yeni bir şeyleri araştırmak” olduğunu keşfettim çünkü.

Çünkü hoşuma gidiyor öğrenci sıralarında oturup benden daha çok bilgi sahibi kişilerle konuşup tartışmak.

Çünkü bildiklerimin üzerine bir bilgi daha eklemek beni mutlu ediyor vs….

Çevremdekilerin “yine mi sınav, yine mi ders, yine mi kurs” tepkisi karşısında kendimi sorgulamam mı lazım diye bir an duraksadım, sonra bu soruyu bir de google’a sorayım bakayım dedim, “sürekli öğrenme duygusuyla dolanmak” acaba ne menem bir şeymiş diye….
 

 
 
 
 
 
 

Bir kere öğrenmenin yaşı yokmuş, Atalarımızın sözü!

Konfüçyus “Kişi her gün yeni eksiklerini bulup ortaya çıkarabiliyorsa ve her ay ustalaştığı konuları aklında tutabiliyorsa, onda öğrenme tutkusu vardır diyebiliriz,” Richard Bach “Kimse sizi öğrenmeye zorlamaz. Siz istediğinizde öğreneceksiniz,” Alfred Mercier “zevkle öğrendiğimizi, hiçbir zaman unutamayız,” George B. Shaw “deneyimden daha güçlü bir öğretmen yoktur; ama öğrenme isteği olmadıkça, deneyimden hiçbir şey öğrenilemez” demişler.
Bir Çin atasözü ise “öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz takdir de gerilersiniz,” diyor…….
 
Sevgili Peygamberimiz “ilim tahsil etmek kadın erkek her müslümana farzdır ve özlü bilgi müminin yitiğidir, onu nerede bulursa alır” diye buyurmuşlardır.

Danimarkalı filozof Grundtvig, sadece bir meslek ya da kariyer amacıyla değil manevi tatmin için bireylerin yaşam boyu eğitime katılmaları gerektiğini savunmuş.

Milli Eğitim Bakanlığımızın da “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü” var, ismine hayran olduğum….
 
Sonuç olarak “her yaşta eğitilebilir” ve “öğrenen” olabiliriz…..


 

3 yorum:

  1. Yeni doktora programın keyifli, sevinçli geçsin:)

    YanıtlaSil
  2. Ben de açıköğretimden Edebiyat bölümüne yazılmıştım geçen sene. Aksilikler yüzünden ve çok yoğun bir yıl geçirmem sebebiyle sınavlara giremedim ama öğrenci olmak bile yetiyor insana. İnsanın pasosu bile oluyor :)

    YanıtlaSil

.