25 Aralık 2015 Cuma

Çiçek Denince Aklımıza Kaktüs Değil Gül Gelsin Her Zaman……

 
 
 



Sahip olduğu hiçbir şeyi  beğenmeyenler, kendine layık görmeyenler, küçümseyenler, sürekli mızıldayıp şikayet edenler, kendilerini acındıranlar, sürekli kusur arayanlar ve bulanlar......

Herşeyi ve herkesi eleştirenler, konuşmaya olumsuz cümleyle başlayan negatif insanlar, son günlerin moda tabiriyle enerji sömürücüler “siz neden böylesiniz” çok şaşırıyorum ve üzülüyorum bu halinize….

Yanınızda yaşama sevincimin, pozitif enerjimin adeta siklon teknolojili bir elektrik süpürgesi tarafından hızla çekildiğini hissediyorum…….

Beni çok yoruyorsunuz, sizden kaçmak, uzaklaşmak istiyorum…… 

 

  




Mutsuzluktan mutlu olan, olumsuzluklardan beslenen bu şekil insanları, kendi ruh iklimimi mutedil tutabilmek adına hiç aramıyorum, hatırlarını sormuyorum yani havamı zehirlemelerine izin vermiyorum, uzaklaşamadığım bazılarına ise mecbur tahammül ediyorum....

Çünkü negatiflik solunum yoluyla bulaşan hastalıklar kadar bulaşıcı, uzak durmak lazım….

 
İşte size sık karşılaştığımız bir kaç negatif insan örneği;

Böylelerinin ilk belirtisi, iş yerinde diyetisyen kontrolünde hazırlanan dört çeşit yemeğe burun kıvırmaktır. İnanamıyorum, ya siz evinizde her akşam dört çeşit yemek yapıyor musunuz ....

Yine iş yerinden bir örnek, özellikle yeni terfi etmişlerde şahit olduğum bir durum; parmağını oraya buraya sürüp toz bulunca zafer kazanmış kumandan edasıyla kat hizmetlisine çemkirme gösterisi yapanlar.... (Kötü kalplisiniz, belki de kendi eviniz karmakarışık ve pislik içinde ama gösteri yapıyorsunuz).  

Daha kötü bir örnek, evinize yemeğe davet edersiniz, koşuşturur yorulursunuz ve özenle bir çok şey hazırlarsınız.....

Eline sağlık bizim için çok yorulmuşsun, teşekkür ederim diyeceğine yaptıklarınızın tadına, tuzuna, şekline, pişme kıvamına mutlaka eleştirel boyutta bir laf eder sizi üzer ve suçlu hissettirir bu modeller….
Ya da ben şöyle şöyle yapıyorum (bugüne kadar yaptığını hiç görmedik) daha güzel oluyor diye kendini överek senin yaptığını gömer…..

En gıcık olduklarım ise evin dekorasyonuna laf edenler, gelir gelmez eşyalarınızın yerini değiştirmeye kalkışır, evinizde değişiklik yapmak isterler.....

 
Bebeğim benim evim, benim zevkim ve ailece biz bu faunada mutluyuz, peki sana ne????

 

 
 


Bir arkadaşım var ki neyin kafasını yaşıyor anlayamam. Güzel, akıllı, ailesi gayet iyi, yazlık kışlık evleri var, yılda bir kaç kez yurtiçi bir kaç kez de yurt dışı tatile gider, inançlıdır üstelik. Ama şükretmekten oldukça uzak, sürekli bir mutsuzluk arama gayreti içindedir. Adeta her şey iyi giderse nasıl mızıldayacağım diye korkar…...

Gaflet anımda ona yakalandıysam eğer "mız mız mız mız" beni boğar, içime daral getirir, kendime gelebilmek için dışarılara kaçar saatlerce yürürüm......

Yağmur yağsa da, güneş açsa da havayı beğenmezler, hatta çiçekler içindeki bahar gününe bile mutlaka bir bahane bulabilirler…..

Teşbihte hata olmaz, hani ağzınızla kuş tutsanız, “kuş niye kanadını çırpmıyor” der böyleleri….
Gülümsemekten nefret ederler, iki kaşın arasında çizgi çıkınca da gidip botoks yaptırırlar …...
Ne mutlu ki, hayata pozitif bakan, tatlı dilli, şükür sahibi ve sohbetleri güzel çok değerli insanlarda var çevremde…..
Geçmişinde çok ciddi travmalar geçirmiş ancak sabırla hayata tutunmak için çaba harcayanlara kalbim titreyerek, özenle ve saygıyla davranırım, gönüllerini hoş tutmaya çalışırım…..
 

 





Allah hepimize öncelikle can sağlığı versin……
Çiçek denince aklımıza kaktüs değil gül gelsin her zaman……


Küçük şeyleri kafamıza takmamalı, sevdiklerimizle beraber yaşadığımız sağlıklı her nefese şükretmeliyiz…..

Hayatta  karşılaştığımız zorlukları, engelleri daha güçlü olmamız için bir deneyim ve ileride anlatacağımız bir başarı öyküsü olarak gördüğümüz zaman zor süreçler çok daha kolay atlatılıyor….

2016 yılında ülkemize, ailelerimize, sevdiklerimize ve bize huzur, sağlık, mutluluk, başarı ve güzelliklerle dolu günler nasip olur inşallah……
 

 

8 yorum:

  1. Negatif düşünmenin zararlarına karşılık, iyi düşünün, iyi hissedin, iyi olun. Beden ve zihin inanılmaz bir şekilde birbirine ayna görevi yaparlar. Hiç üzgün olduğunuz bir anda omuzlarınız dimdik, göğüs dışarı, baş dik durabilirmisiniz?

    YanıtlaSil
  2. umarım bu yıl tam da bahsettiğin insanların aksine, çok olumlu biri olabilirim ben de :/

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş.Okurken güldüm güldüm,zaman zaman niyedir bilmem gözlerim doldu.
    Ama sanırım onlar , enerji çalarak hayatta kalmayı başarabiliyorlar. Ama asla yaşamıyorlar.Yalnızca hayatta kalıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız sanırım biz seninle tanışıyoruz, daha önce "mavisarı" rümuzuyla yazıyordun.....
      Yazımı beğendiğine çok sevindim. Evet, bu enerji çalarak yaşayanlardan müşterek çevremizde var bir kaç tane.....

      Sil
  4. Yoo. Kaktüse haksızlık etmişsiniz madam.

    Edip Cansever der ki:
    "bir kaktüs olmalıyım ben, dışıma yağan bir sağnak
    olmalıyım
    uçsuz bucaksız dünyada
    güneşin doğuşunu bekleyen."

    Diyeceğim odur ki... Kaktüs hakkında olumsuz düşünemem.
    Kaktüs candır:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hayal Kahvem, tabii ki kaktüs candır. Tıpkı negatif insanların can olduğu gibi.....
      O canlar da kendilerine çok değer verdikleri için bu şekilde davranıyorlardır diye düşünüyorum.....
      Ama onlara yakın olunca tıpkı kaktüsün dikenleri gibi acıtıyorlar hatta bazı cins kaktüsler gibi zehirli bile oluyorlar.....
      O yüzden benden uzak olsunlar ve şiirdeki gibi uçsuz bucaksız dünyada güneşin doğuşunu beklesinler.....


      Sil
  5. 2016 yılında her şeye olumlu bakabilmek, görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler diyebilmek umuduyla yeni yılınız kutlu olsun.

    YanıtlaSil
  6. Nagatif olduğum zaman daha negatif olunası bir konu görüp anında Polyannacılığa başlıyorum, sırrı bu galiba, kendini negatiflikle zırh gibi koruyanı da var, içinden başka türlüsü gelmeyeni de, gruplamak ne zor.

    YanıtlaSil

.