26 Haziran 2015 Cuma

Bebek Ağladığı Kadar Bebektir…..


 



Minicik bir bebekle yolculuk yapmak hiç kolay değildir, hatta oldukça zordur……  
Suyu, maması, bezi, giysileri, yastığı, örtüsü, acil ilaçları, oyuncakları derken büyük bir çanta ve bavul ona hazırlanır….. Yolculuk sırasında yanınıza aldığınız çanta, tıklım tıkış her birinden birer ikişer doludur, ama içindekiler yol boyunca her zamankinden daha çabuk tükenir…..
Özellikle otobüs, tren, uçak gibi kalabalık ve gürültülü bir ulaşım aracıyla yolculuk yapıyorsanız eğer bebeğiniz bazen en başından itibaren bazen de bir süre sonra sıkıldığı için gittikçe dozu artan bir şekilde huzursuzlanır......
Adeta isyan eder, her türlü ilgiyi gösterseniz, ihtiyacını karşılasanız dahi bilemediğiniz, dolayısıyla çözemediğiniz bir nedenden ötürü bir süre sonra cıyak cıyak ağlamaya başlayınca siz de ne yapacağınızı şaşırırsınız…..
Çocuklarımın bebekliğinde yolculuk yaparken huzursuzlanıp ağladıkları zaman benim de elim ayağım birbirine dolanırdı....
Bebeğim niye ağlıyor, karnımı aç, bi yerimi ağrıyor acaba, ne sıkıntısı var, ben ne yapabilirim diye paniğe kapılırdım....
Bazen ne yapsam susturamazdım, çaresizce “daha ne yapabilirim acaba” diye çevreme baktığımda diğer insanların sert ve acımasız bakışlarından bebeğimin ağlama sesinden rahatsız olduklarını, susturmayı beceremediğim için adeta beni suçladıklarını hissederdim.
Hissetmek ne kelime, bazılarının yüksek volümlü cık cık seslerini duyardım.....
Eminim ki o cık cık yapıp, ters bakış atanlar da bir zamanlar bebekle yolculuk yapmışlardı.....
Balık hafızalarından olsa gerek, o günleri unutmuşlar ve sizi beceriksizliğinden bebeğinin “on/off tuşunu” bulamayan anne olarak suçlar hale gelmişlerdi ne yazık ki..... 

 




 
Benim bebeklerim kocaman oldular çok şükür.......
Ama ne yolculuk yaparken ne de tatilde, bebek ağlamasından veya çocuk sesinden asla rahatsız olmuyorum.....
Ağlayan bebeğin annesine yardıma ihtiyacı olup olmadığını soruyorum, sakin olmasını derin bir nefes almasını tavsiye edip rahatlatmaya çalışıyorum. Oyun oynayan çocukları şefkat ve keyifle seyrediyor,  kuş cıvıltısı gibi neşeli seslerini dinliyorum. Arada laf atıp sohbet etmeye çalışıyorum.....
Sadece kavga ettiklerinde ve birbirlerini hırpaladıklarında müdahale ediyorum, "hıııı ayıp ayıp" diyorum....
Evimiz 2. katta ve yatak odamızın penceresi sitenin çocuk parkı ve spor sahasına bakıyor. Yaz geceleri geç saatlere kadar eğlenen çocuk sesleri arasında huzurla derin uykuya dalıyorum.....
Bana göre bebek sesi ve çocuk sesi umudun, neşenin, geleceğin sesi…..

Can Yücel usta, “Her Şey Sende Gizli” şiirinde der ki;
Çiçek sulandığı kadar güzeldir, 
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, 
Bebek ağladığı kadar bebektir. 
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, 
Sevdiğin kadar sevilirsin...... 


 

3 yorum:

  1. Dün gece bir olaya şahit oldum ve bu yazıyı okuyorum şimdi. saat gece yarım gibi yatmak üzereydim. Penceremiz açıktı ve dışardan bir kadının yüksek sesle bağırdığını duydum . tam benim evin önünde kocasıyla arabalarına binenler. kucağında ağlayan bir bebek vardı ve ona öyle kötü bağırıyordu ki anlatamam. benim moralim bozuldu bu duruma. çünkü bağırdığı bebek en fazla 2 aylıktı.
    lohusalık sendromu denen birşeyde var, birşey de diyemiyeceğim ama yatmak üzere çok kötü oldum. Ağlayan bebeğe sabretmek gerçekten çok zor. çünkü arada sırada ağlama değil tabi bunlar. iki yaşına kadar olur olmaz herşeye çok ağlıyorlar, kendi kızımdan biliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Buket hanım, 
    ne kadar güzel bir yorum yazmışsınız.......
    Ve ben size cevap yazarken kendimi kaptırmışım, öyle uzun yazmışım ki.....
    Cevap olarak kalmasına kıyamadım, müsaadenizle sizin yorumunuza atıfta bulunup yeni bir yazı olarak (biraz üzerinde çalıştıktan sonra) yayınlayacağım....
    Teşekkürler....

    YanıtlaSil
  3. Kucuk bir cocuk ceketine asilip aslancilik oynamak istediginde en ciddi baba bile emekleyip gurlemekten geri durmaz

    YanıtlaSil

.